YAZDIĞI MAKALELERİ OKUYABİLİRSİNİZ

Köşe Yazıları

YALNIZLIK NEREYE KADAR DEVAM EDECEKTİ?

11.07.2015 17:48
O akşam yine sahildeki yerimde oturdum. Neler düşündüm bir bilsen. Karşıdaki kıyılara baktım uzun uzun, güneş battıktan sonra bir çarşaf gibi etrafı kaplayan kızıllığı izledim sessizce ve birden "Bu son kez olsaydı n'apardım?" diye geçirdim içimden. N'apardım acaba gerçekten? Uzun uzun seyrettim dalgaların, mavinin, yeşilin ve kızılın renklerini karıştıra karıştıra üzerime gelişini. Ya son kez olsaydı, son kez bir daha hiç doğmayacak ve batmayacak olsaydı güneş. Aç bir kurdun avına baktığı...

O ACIR, O KURTARABİLİRDİ SENİ

04.07.2015 15:38
Sessizce oturmuştum sahile paralel uzanan kumsalda. Bir elimde dumanı halkalar şeklinde yükselip, havayla münasebetinde yok olan sigaram; diğer avucumda ise kum zerrecikleri... Yumduğum elimi hafifçe aralayıp zerreciklerin bir ip misali boşalmasını izliyordum avucumun içinden. Kulağımı flüt nağmeleri okşamaya başladı bir anda, yumuşacık bir hanımeli gibi. Öyle ki inandırıyordu insanı masumiyetin varlığına. Bakıyordum etrafıma kim çalıyor, nereden geliyor bu ses, diye. Göremiyordum. Gaybdan mı...

BİR GÜN GERÇEKLEŞECEK OLAN KÂBUS

29.06.2015 14:32
Bir çayıra uzanmış, sere serpe yatıyordum. Etrafı seyrediyor, derin derin soluyordum tertemiz havayı. Heybetli bir çınar ağacının altındaydım. Dalları adaleli bir kol misali koruyordu sanki beni. Güvende hissettim o an kendimi. Ne kadar da olmuştu bir çınar ağacının gölgesi altına girmeyeli. İnsanı koruyup kollayan, sarıp sarmalayan kişi bir kuş gibi uçup gittikten sonra o sonsuz âleme, yorulduğunda dalları altında gölgelenebileceğin bir dayanak da olmuyordu etrafında. Uzanırken yeşilimsi...

ÇAKMAK BİLE OYNUYORDU SENİNLE

20.06.2015 16:55
Öyle içine attın ki bazen, beklerdin acının dinmesini. Her şeyin normale döneceğini düşünürdün. Acaba dönecek miydi? Acının içinde bir kuş gibi çırpına çırpına boğulmak o kadar kötüydü ki, her gün anlamsız gelirdi sanki sana. Kaybettiklerin, hataların örterdi zihnini kara bir çarşaf gibi. Savunmasız kalır, savunma mekanizman parçalanırdı. Bu zamanda bir dost, bir sevgili bulabilirdin kendine; ama seni anlayabilecek insanı bulman çok zordu. Dostlarının senin için bir planı olması gerekirdi....

DÜN VE YARIN HUZURSUZ BİR HAYATIN KAPISINI ARALAR

13.06.2015 10:21
Yarını düşünmek, doğmamış bir çocuğu düşünmek gibidir. Dünü düşünmek, uçurumdan atladıktan sonra geri dönmeyi istemek gibidir. Her ikisi de içinde bulunduğumuz anı, bugünü, yaşamaktan alıkoyar bizleri. Yarına ulaştığımızda, şimdi içinde bulunduğumuz an "dün" olacaktır ve uçup gidecektir. Tıpkı beslediğimiz bir kuşun penceremizden uçup gitmesi gibi. Nasıl ki bu kuşu birkaç gün sonra hatırlamayacaksak aynı şekilde dünü de hatırlamamak gerekir. Yarınlarda yaşamak da henüz olmayan bir şeyi varmış...

HER İMTİHAN VE SIKINTIYA ZİHİNLE BAKILMAMALI

06.06.2015 10:41
Bir sınav dünyasıdır içinde kiracı olarak bulunduğumuz bu hayat. Kimimiz ölümle, kimimiz sağlıkla, kimimiz çocuklarımızla, kimimiz eşlerimizle, kimimiz kalabalıkla, kimimiz de yalnızlıkla imtihan ediliriz bu hayatta. Allah herkesi sevdikleriyle de imtihan edebilir bu dünyada. Biz ise o kadar bağlanırız ki sevdiklerimize, arkasındaki imtihanı göremez ve isyana sürükleniriz bazen. Örneğin; sevdiğimiz birinin ölümü bizleri o kadar çok üzer ki, kabullenmek istemez; hatta, "Neden bizim başımıza...

İKİLİ İLİŞKİLERDE DE OLGUNLAŞMA SÜRECİ VARDIR

30.05.2015 09:25
İnsanların kişilikte olgunlaşmaları gibi ikili ilişkilerde de bir olgunlaşma süreci vardır. Bu süreci tamamlayamayan çiftler arasında kopukluk, iletişim eksikliği ve anlaşmazlıklar meydana gelir. İkili ilişkilerde henüz olgunlaşma sürecini tamamlayamamış kişi kendi sınırlarının dışına çıkmaz/çıkamaz. Hep "ben" düşüncesi içerisindedir. Örneğin; eşinin de tıpkı kendisi gibi bir yaşamı olduğunu düşünmez, onun tümüyle kendisine ait olduğunu varsayarak hareket eder. Kendi isteklerine göre eşinin...

AİLELER ÇOCUKLARINI KENDİ HAREKETLERİYLE YETİŞTİRİRLER

23.05.2015 10:23
Çocuklarınızın ne yapmasını istiyorsanız siz de aynı şeyleri yapın. Çocuklarınızın nasıl davranmasını istiyorsanız siz de aynı şekilde davranın. Aileler çocuklarını ancak bu şekilde yetiştirebilirler. Kitap okumayan bir ebeveynin çocuğundan kitap okumasını beklemesi ne derece mantığa uygundur? Bu şekilde davranan bir ailede yetişen çocuğun kitap okumaya meyilli olması kabil olmayabilir. Ağzından argo söz ve küfür eksik olmayan bir ebeveynin çocuğundan terbiye ve güzel söz beklemesi ne derece...

7 HAZİRAN’IN SÜRPRİZİ MHP OLABİLİR

19.05.2015 12:18
Ülkenin kaderini belirleyecek olan 7 Haziran genel seçimine artık haftalar kaldı. Partiler seçim beyannamelerini teker teker açıkladı. Bu beyannamelerde belirtilen vaatler içerisinde en uçuk olanı, şüphesiz Bağımsız Türkiye Partisi’nin (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın asgari ücreti 5.000 TL yapacağı vaadidir. Bu vaat realite ve rasyonellikten fersah fersah uzaktır. 7 Haziran’da yapılacak milletvekili seçimi her türlü sürprize gebedir. Oylarını hatırı sayılır derecede artırıp sürpriz...

OKUMAK, ZARARSIZ ALIŞKANLIKLARDANDIR

16.05.2015 20:26
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen yıl nisan ayında (Nisan 2014) Türkiye'de okuma oranlarıyla ilgili bir rapor yayınlamış.  Rapora göre, Türkiye'de bir kişi günde 6 saat televizyon izleyip, 3 saat internete giriyor ve kitap okumaya ise yılda sadece 6 saat ayırıyormuş(*). Avrupa'da kitap okuma oranı yüzde 21 iken, bizde ise sadece ve sadece yüzde 0,1 imiş. Bize göre kitap okumak zararlı alışkanlıklardan demek ki. O zaman insanlar neden zararlı bir alışkanlığa zaman ayırsınlar ki? Biz...

YARIM KALMIŞ ROMANIMDAN BİR BÖLÜM (2)

09.05.2015 10:10
GÖZLER MERMİ GİBİ KULLANMAK İÇİN DEĞİLDİ Selim'le Hikmet buluştular. Selim'in her zaman takıldığı çay bahçesine doğru yol aldılar beraberce. Atatürk Bulvarı'nın oradaki üst geçite yöneldiler. Bir demir yığınıydı şehrin hemen merkezindeki, en fazla kullanılan üst geçit. Her gün yüzlerce kişi kullanıyordu. Buna rağmen ne bir asansör ne de bir düz geçit vardı engelli insanlar için. Yapılmamıştı vaktinde. Belki de engelli vatandaşlar hesaba katılmamıştı. Onlar toplumdan sayılmıyorlardı belki de...

HER ŞEYDE RAHMANİ BİR MESAJ VARDIR

02.05.2015 08:51
Allah bizlere her şeyde bir mesaj yollar. Karşılaştığımız her şey, içerisinde rahmani bir durum barındırır. İlahi bir mesaj içermeyen hiçbir durum yoktur. Bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldığımızda ummadık bir anda bir alternatif yol çıkar karşımıza ve sıkıntımızın hafiflemesine yol açar veya derdimizi giderir. Çözülemeyeceğini düşündüğümüz bir sorunla karşılaştığımızda hiç beklenmedik şekilde bir çözüm kapısı aralanır. Çünkü "Güçlükle beraber bir kolaylık vardır(*)". İşte bu noktada bizlere...

YARIM KALMIŞ ROMANIMDAN BİR BÖLÜM (1)

24.04.2015 23:36
KADEHLERİ DOST EDİNİRSENİZ, BİTTİĞİNDE DOSTSUZ KALIRSINIZ  Meyhanenin yolunu tutmuştu çoktan Selim. Sigarasından derin nefesler çekerek kederli kederli yürüyordu o günah çukuruna doğru. Atatürk Bulvarı'nda, Giresun'da, fındığı başının üzerinde tutan bir heykelin yanından geçti. Fındığın o yöre halkı için baş tacı olduğunu simgeliyordu o heykel. "Fındık Başımızın Tacı" heykeliydi. Küçük bir havuzun yanındaydı. Heykeli geçti Selim, karşıda diklemesine uzanan sokakta 2 yıldızlı bir otelin...

ALLAH'I KORKARAK HİSSEDEMEZSİNİZ

18.04.2015 09:41
Allah'ı korkarak hissedemezsiniz. O'na korkarak yakınlaşamazsınız. İnsan korktuğunu nasıl daha çok sevebilir, ona yaklaşabilir ki? İnsanların çoğu kıldıkları namazları Allah'tan ve cehennemden korktukları için kılmaktadırlar. Hâlbuki korkarak bir şeyi şevkle yapamazsınız. İnsanoğlu dünya hayatında korktuğu bir kişiye bile yakınlaşamazken, Rabb'e nasıl yakınlaşabilir ki? Yakınlaştığımızı sanırız sadece. Psikolojik olarak da mümkün değildir ayrıca. Cehenneme gitme korkusuyla ya da cennete gitme...

KORKU KÜLTÜRÜYLE YÖNETMEK

10.04.2015 18:16
Korku nedir? Türk Dil Kurumu'nun (TDK) yaptığı tanımlamaya göre; korku, "kötülük gelme ihtimali, tehlike ve tehlike karşısında duyulan kaygı ve üzüntü" şeklinde tanımlanmaktadır. Korku, yaradılış olarak insanın içsel dünyasında var olan bir duygudur; yukarıdaki tanımda belirtilen durumlarda kendiliğinden sirayet eder. Bu duygu aile, iş yeri ve ülke yönetiminde insanları yönetmek için de kullanılabilir. Buna da "korku kültürü" adı verilir. Korku kültüründe "güçlü ve güçsüz" vardır. Gücü elinde...
<< 11 | 12 | 13 | 14 | 15 >>