ZÜMER SURESİ, 39/18. AYETİN KISA BİR ANALİZİ: "ONLAR SÖZÜ DİNLER, EN GÜZELİNE UYARLAR"
"Onlar (her) sözü dinler, en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah’ın doğru yola ulaştırdığı kişilerdir. Öz akıl sahipleri de işte sadece onlardır. (Zümer Suresi, 39/18)"
Yüce Allah, Zümer Suresinin bu ayetinde doğru yolu bulanlardan söz etmektedir. Doğru yolu bulan bu kişilerin surenin bir önceki 17. ayetinde azgınlık edenlere ve sahte tanrılara (tağut) kulluk etmekten kaçınanlar olduğu belirtilmektedir.
Prof. Dr. Mehmet Okuyan, "Kur'an Meal-Tefsir" kitabında, sözünü ettiğim Zümer Suresi, 39/18. ayetin öncesindeki 17. ayette geçen "tağut" kelimesinden kastedilenin, görünmez (cin) ve görünür (insan) şeytanları olmak üzere bütün azgınlar ve azgınlıklar olduğunu belirtmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı da ayeti tefsirinde "tağut" kelimesine; Prof. Dr. Mehmet Okuyan'ın verdiği anlama paralel bir anlam vermiş ve buna ilave olarak da "sahte tanrılar" anlamını yüklemiştir.
Sözünü ettiğim ayetin Diyanet İşleri Başkanlığı tefsirine göre; kendi dışında veya içinde sahte tanrılar üretip onlara tapmaktan kurtularak Allah’a yönelen insanlar; içten veya dıştan gelebilecek her türlü saptırıcı telkinlerden, baskılardan ruhlarını kurtardıkları için duydukları, öğrendikleri sözler içinde akıl ve sağduyularıyla en iyi ve en doğru bulduklarına değer verir, ona uyarlar.
Yani putlara ve azgınlara kulluk etmekten kurtulup hidayete eren insanların, kendilerine söylenebilecek her türlü sözleri dinleyip, içinden en doğruyu ve en güzeli, dolayısıyla Kur'an'ı akıl yoluyla seçtiklerini söyleyebiliriz. Sözlerin en güzeli En Güzel'in sözüdür, o da Kur'an'dır.
Yorumunu yaptığım Zümer Suresi, 39/18. ayetteki "Onlar (her) sözü dinler, en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah’ın doğru yola ulaştırdığı kişilerdir" ifadesinde bir sebep-sonuç ilişkisi vardır. Sözün en güzeline uymak sebep, Allah'ın doğru yola ulaştırması ise sonuçtur. Yüce Allah, Meryem Suresi, 19/76. ayette, hidayete erenlerin hidayetini artıracağını beyan etmektedir. Yani insan irade göstermezse, doğru yola ulaşmayı istemezse Yüce Allah bu konuda yardım etmez, sapkınlıkta olmak isteyeni kendi haline bırakır. Kısaca Meryem Suresi, 19/76. ayette de insanın hidayete ermesi sebep, Yüce Allah'ın hidayeti artırması sonuçtur.
Ayette geçen "her sözü dinler, en güzeline uyarlar" ifadesiyle, özelde yüzünü şirkten doğru yola çevirenlerin anlatılmakta olduğu ve genelde ise evrensel bir mesaj olarak, dinî konularla birlikte bütün konuları da kapsadığı yorumunu yapmak mümkündür.
Sözünü ettiğim Zümer Suresi, 39/18. ayetin günümüze mesajı ne olabilir, diye yorumlarsak; Yüce Allah'ın, her konuda fikir çokluğunun olabileceğini, her düşüncenin dinlenebileceğini ve nihayetinde akıl ve mantık çerçevesinde bu düşüncelerin içinden en doğrunun seçilebileceğini beyan ettiğini söyleyebiliriz.
Yüce Allah, Kur'an'ın bütününde olduğu gibi bu ayette de akla vurgu yapmaktadır. Zira her sözü dinleyip en güzeline uymak ve sözün doğruluğu üzerinde düşünebilmek için aklı kullanmak gerekir.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu ayetle ilgili tefsirinde müfessir Fahreddin Razi'nin aklı kullanmayla ilgili görüşlerine yer verilir. Fahreddin Razi'nin görüşleri şöyle aktarılır:
"Razi'ye göre duyulan bir söz doğru da yanlış da olabilir ve bunu ayıracak olan da aklî kanıttır. Razi, bu ayetten yola çıkarak, aklın en iyi ve en doğru olanı ayırt etme konusundaki yetkisini iman, ibadet ve hukukî uygulamalara kadar bütün konulara genellemiş; insanın her konuda aklî kanıta, eleştirel düşünmeye ve mantıksal çıkarıma değer vermesi gerektiği yönünde geniş açıklamalar yapmıştır. Razi’ye göre bir insan akıllı ve kavrayışı güçlü değilse belirtilen gerçek bilgileri zihninde toplaması da mümkün olmaz."
Fahreddin Razi'ye göre aklın iyi ve doğru olanı ayırt etme yetkisi dinî konularla birlikte bütün konularda da kullanılabilir ve akıl-mantık çerçevesinde söylenen sözler dikkate alınabilir.
Prof. Dr. Mehmet Okuyan ise "Kur'an Meal-Tefsir" kitabında, ayetle ilgili şu yorumu yapmaktadır: "Farklı fikirler de dinlenmeli ki sözler, görüşler arasında kıyaslama yapılabilsin, sonunda en güzele uyulabilsin"
Bu konuda Fahreddin Razi ve Prof. Dr. Mehmet Okuyan ile aynı kanaatte olduğumu belirtmek isterim.
Kanaatim odur ki Zümer Suresi, 39/18. ayette Yüce Allah, aklın ve mantığın kullanılmasını beyan ederek farkı düşünceler ve fikirlerin her zaman olabileceğine, bu fikir ve düşüncelerin dinlenmesinde bir beis olmadığına ve dolayısıyla bir fikir özgürlüğüne vurgu yapar.
Rabbim bizleri aklını ve mantığını kullanarak feraset sahibi olan kullarından eylesin. Bizleri vahyi anlayanlardan, yaşayanlardan ve yaşatanlardan eylesin. Kur'an'ın ve Hz. Peygamber'in (a.s) rehberliğinden ayrılmayan kulları arasına katsın.
Hayri Temür