ŞÛRÂ SURESİ 42/20. AYETİN KISA BİR ANALİZİ: "DÜNYA KAZANCINI İSTEYENLER"
"Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını istiyorsa ona da ondan veririz. Fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur. (Şûrâ Suresi, 42/20)"
Yüce Allah, sadece dünya hayatı için çalışanların, hep dünya malını isteyenlerin akıbetini Kur'an'da açık bir şekilde belirtir.
Yorumunu yaptığım Şûrâ Suresi, 41/20. ayete göre, dünya hayatını isteyenlere dünya hayatının verileceği; fakat bu kişilerin ahiret hayatında ateşten başka nasiplerinin olmayacağı bildirilir.
Ayrıca Kur'an'da, dünya hayatını ve süsünü isteyenlere karşılığının dünyada tam olarak verileceği ve onların ahiretten paylarının olmayacağı yine açıkça belirtilir (Hûd Suresi, 11/15-16).
Sözünü ettiğim ayetlerde "istemek" fiilinin kullanılmasından bir irade ve niyet vurgusunun yapıldığı anlaşılır. Yani Yüce Allah ayetlerde, insan kendi iradesiyle seçerek ne istiyorsa ona göre karşılık vereceğini beyan eder.
Burada ayetlerden "Demek ki hiç dünya ile ilgili istekte bulunmamalıyız, hep ahirete yönelmeliyiz" şeklinde çıkarım yapmamak gerekir.
Zira Kur'an'da pek çok ayette Yüce Allah, geceyi insanın dinlenmesi için yarattığını ve gündüzü de insanların çalışıp kazanmaları için aydınlık kıldığını belirtir (Yunus Suresi, 10/67; Neml Suresi, 37/86; Kasas Suresi, 28/73; Mü'minun Suresi, 40/61).
Sözünü ettiğim bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere insan, dünya hayatından tamamen elini çekmemeli, helal kazanç ve Yüce Allah'ın sınırları dairesinde rızkını aramalıdır.
Önemli olan husus, kendini tamamen dünya hayatına ve dünya malına kaptırmamak ve dünya hayatının haz ve zevklerinin insanı Yüce Allah'a karşı duyarsızlaştırmasına müsaade etmemektir. Zira dünya hayatına ve dünya malına ihtirasla bağlanan kişi, kalbi kör olmuş bir vaziyette Yüce Allah'tan uzaklaşır ve kulun en yalnız olduğu an Yüce Allah'tan uzaklaştığı andır.
Peki, ne yapmak gerekir? İşte bu noktada Bakara Suresi ve A'raf Suresindeki şu muhteşem iki ayet ne yapılması gerektiğini bizlere öğretir:
"Onlardan bir kısmı da 'Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver; ahirette de iyilik ver! Bizi cehennem azabından koru!' diye dua eder. (Bakara Suresi, 2/201)"
"Bizim için bu dünyada da iyilik yaz, ahirette de! Şüphesiz ki biz sana yöneldik. (A'raf Suresi, 7/156)"
Demek ki insan, hem ahireti hem de dünyası için çalışmalı; aynı zamanda hem ahiretinin hem de dünyasının hayırlı olması için dua etmelidir. Bu yüzden, iman edenlerin sadece dünya hayatı için yaşamaması gerekir. Zira sadece dünyası için çalışan ahiretini kaybeder; ama ahireti için çalışan dünyasından da mahrum kalmaz.
Rabbim bizleri dünyası için çalışırken ahiretini kenara atanlar olmaktan muhafaza buyursun.
Hayri Temür