MÜCADELE SURESİ, 58/19. AYETİN KISA BİR ANALİZİ: "ŞEYTAN ONLARI ETKİSİ ALTINA ALDI"

06.12.2021 13:18

"Şeytan onları etkisi altına aldı ve kendilerine Allah’ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın tarafındadır. Dikkat edin! Şeytanın tarafında olanlar kaybedenlerin ta kendileridir. (Mücadele Suresi, 58/19)" 

Mücadele Suresindeki bu ayetin öncesindeki ayetlere baktığımızda konunun münafıklar ile ilgili olduğunu görürüz. Yüce Allah bu ayette, özelde münafıklar üzerinden genelde bütün insanlara evrensel bir mesaj vererek şeytanın etkisi altına girmemeyi öğütlemektedir. 

 

Ayetleri inceleyelim. 

 

1) "Şeytan onları etkisi altına aldı ve kendilerine Allah’ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın tarafındadır" 

Ayetin ilk cümlesinde Yüce Allah, surenin önceki ayetleri bağlamında, münafıkların yalan yere yemin etmesinden dolayı şeytanın etkisi altına girdiklerini ve Yüce Allah'a sırt çevirdiklerini beyan etmektedir. Yüce Allah'a sırt çevirmek aynı zamanda O'nu anmamak, hatırlamamak ve hatırlamak istememektir. 

Peki, ayetteki "şeytanın etkisi altına alması" ifadesinden yola çıkarsak, şeytan insanı sadece yalan konuştuğu için mi etkisi altına alır? Böyle bir soru üzerinden gitmek ayetin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. 

Kur'an'ı incelediğimizde şeytanın insanı hangi yollarla etkisi altına aldığını bildiren birçok ayetle karşılaşırız. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: 

a) Şeytan, içki ve kumar yoluyla insanı Yüce Allah'ı anmaktan alıkoymak ister (Maide Suresi, 5/91). Bu iki yol insanın kalbini Yüce Allah'tan uzaklaştıran tehlikeli yollardır. 

b) Şeytan, insanı fakirlikle korkutup cimriliği emreder (Bakara Suresi, 2/268). Şeytanın insanı fakirlikle korkutması, insanın parasını ve malını kalbine koymasına neden olur ve böylece Yüce Allah'ın rızası için infak etme (harcama), zekât ve sadaka gibi ekonomik yardımlaşma emirlerine karşı insanı duyarsızlaştırır. Bu duyarsızlaşma insanı Yüce Allah'ı hatırlamaktan alıkoyar. Yüce Allah'ı hatırlamamak ise O'nu anmamaya sebep olur. 

c) Şeytanın etkisi altına girmeye bir diğer sebep ise şeytanın insanı Allah ile aldatmasıdır (Lokman Suresi, 31/33; Fatır Suresi, 35/5). 

Peki, Şeytanın Allah ile aldatması ne demektir? Şeytanın insanı sürekli Yüce Allah'ın merhametine güvendirip, "Bu seferlik bir şey olmaz, nasıl olsa Allah affedici, affeder" diye insana vesvese verip, insanı yaptığı hatalara ve işlediği günahlara tekrar tekrar sevk etmesi demektir. 

Günahın sürekli tekrarlanması bir zaman sonra kalpteki pişmanlık duygusunu yok eder ve kalbin kör olmasına neden olur. İnsanın bir günahı devamlı işlemesinin sebebi, şeytanın içten içe insanı Yüce Allah'ın merhametine çokça güvendirmesidir ki kalbi kör olmuş insan bunun farkına varamaz. Nihayetinde kalbi körelen insan Yüce Allah'ı anmaktan uzaklaşır. 

Yüce Allah aynı zamanda şeytanın kimlere etki edebileceğini de Nahl Suresi, 16/99-100 ve İsra Suresi, 17/65. ayetlerde bildirir. Bu ayetlere göre şeytanın, iman edip Yüce Allah'a güvenenler ve samimi kullar üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Onun etkisi yalnızca şeytanı dost edinenler ve Allah'a ortak koşanlar üzerindedir. 

Aynı zamanda Zuhruf Suresindeki şu ayetlere de kulak vermek gerekir: "Kim Rahmân’ın zikrine (Kur’an’a) karşı kör davranırsa (ondan yüz çevirirse), yanından ayrılmayan bir şeytanı ona sardırırız. Şüphesiz ki bu şeytanlar, onları doğru yoldan alıkoyarlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar. (Zuhruf Suresi, 43/36-37)" 

Zuhruf Suresindeki bu ayetlerde bir "sebep-sonuç" ilişkisi vardır. Sözünü ettiğim ayetlere göre Kur'an'a, dolayısıyla Yüce Allah'a yüz çevirmek sebep; şeytanın dost edinilmesi ise sonuçtur. İnsanın kendisinin doğru yolda olduğunu sanmasının sebebi, şeytanın ona yaptığı işleri süslü göstermesidir (Ankebut Suresi, 29/38). 

 

2) "Dikkat edin! Şeytanın tarafında olanlar kaybedenlerin ta kendileridir" 

Yüce Allah ayetin devam eden cümlesinde şeytana uyanların akıbetini bildirmektedir. Şeytana uyanlar, onu dost edinenler dünyada haz ve zevkler bakımından, yani nefsi duygular açısından kazançlı gözükseler de ahiret hayatı bakımından kaybetmeye mahkûmdurlar. 

Şeytanın etkisi altına girip onun yolundan gidenlerin ve şeytanı dost edinenlerin akıbetinin alevli ateş azabı olacağı Hac Suresi, 22/4. ayette beyan edilmiştir. Yani bu insanlar günün sonunda kaybedenlerden olacaklardır. Fakat burada şunu belirtmek gerekir ki Yüce Allah tevbe kapısını her zaman için açık bırakmıştır ve tevbeleri çok kabul eden olduğunu bildirmiştir (Tevbe Suresi, 9/104-118). 

Rabbimiz bizlere, şeytanın şerrinden sakınan ve ona uymaktan imtina eden kullarından olmayı nasip eylesin. Bizleri vahyi anlayanlardan, yaşayanlardan ve yaşatanlardan eylesin. Hz. Peygamber'in (a.s) rehberliğinden ayrılmayan kulları arasına katsın. 

 

Hayri Temür