İNSAN İNSANA İLETİŞİM EKSİKLİĞİMİZ

Toplumumuz arasında bir iletişim problemi yaşandığı aşikârdır. İnsanlar arasındaki anlaşmazlıklar, sürtüşmeler, kavgalar...vs bu iletişim sorunundan kaynaklanmaktadır. "İnsan insana iletişim" denilen kavramı yaşamımıza tam olarak aksettirmiş değiliz ne yazık ki.

İnsan insana iletişimin en önemli unsurları olan "dinlemeyi ve empati kurmayı" bir kenara bırakmış durumdayız. Ki dinleme ve empati vasıtasıyla insanlar birbirlerini anlar ve sorunlarını çözerler/çözmeye çalışırlar.

Toplum olarak bu iki unsuru kenara attığımızda iletişim nasıl tezahür eder? Bu durumda; hep biz konuşalım, hep karşı taraf dinlesin isteriz. Karşımızdaki insanın konuşmasına fırsat vermeyiz. Durum böyle olunca karşı taraf da kendini anlatabilmek için dinleme mekanizmasını duraklatıp, başlar devamlı konuşmaya. Her iki taraf da dinleme mekanizmasını kapattığından empati denilen kavram devreden çıkar ve bir süre sonra tartışmalar ve birbirini kırmalar meydana gelir.

İNSAN İNSANA İLETİŞİMİN ZAYIF OLDUĞU EVLİLİKLER

İnsan insana iletişimin en önemli olduğu yerlerden biri de evliliklerdir. Tartışmaların boy gösterdiği evliliklerde insan insana iletişim eksikliği yaşandığının kuvvetle muhtemel olduğu söylenebilir. Bu eksiklik hasebiyle çiftler asla birbirini dinlemez ve anlamaya çalışmazlar. Kendi doğrularının, fikirlerinin genel geçer olduklarına inanırlar ve buna istinaden ilişkilerde çatlaklar oluşmaya başlar. Anlaşmazlıklar baş gösterir. Nihayetinde de boşanmalara veya aile içi şiddete varan durumlarla dahi karşılaşılabilir.

Ülkemizin kanayan yaralarından biri olan kadın cinayetlerinin temelinde de bir bakıma insan insana iletişim becerimizin eksik olması yatar.

SONSÖZ:

İnsan insana iletişimi başaramayan toplumlar ve aileler, yine aynı kalıpta bireyler yetiştirirler ve bu, bir döngü halinde sürüp gider. Toplum olarak en büyük eksikliğimiz, insan insana iletişimi beceremeyişimiz.

Hayri Temür