HER İMTİHAN VE SIKINTIYA ZİHİNLE BAKILMAMALI
Bir sınav dünyasıdır içinde kiracı olarak bulunduğumuz bu hayat. Kimimiz ölümle, kimimiz sağlıkla, kimimiz çocuklarımızla, kimimiz eşlerimizle, kimimiz kalabalıkla, kimimiz de yalnızlıkla imtihan ediliriz bu hayatta.
Allah herkesi sevdikleriyle de imtihan edebilir bu dünyada. Biz ise o kadar bağlanırız ki sevdiklerimize, arkasındaki imtihanı göremez ve isyana sürükleniriz bazen.
Örneğin; sevdiğimiz birinin ölümü bizleri o kadar çok üzer ki, kabullenmek istemez; hatta, "Neden bizim başımıza geldi?" diye sorgulama yaparız. Bu noktada şunu hatırlamalıyız: Hz. Peygamber (s.a.v) Hz. Fatıma hariç bütün çocuklarının ölümüyle sınanmıştır. Hatta ve hatta daha da ağır durumlarla imtihan edilmiştir. Ayrıca, "Sıkıntıya düşen beni hatırlasın" hadis-i şerifini de hatırlamakta fayda vardır.
ÖNEMLİ OLAN NE KADAR TESLİMİYETTE OLABİLDİĞİMİZDİR
Bir öğretmene yaptığı bir sınav için, "Neden bu soruyu sordun?" diyebilir miyiz? Böyle bir soru sormak abesle iştigal olur ve sınav sorusunun değişmesini sağlamaz.
Tıpkı bunun gibi Allahu Teala'ya da, "Neden bunlarla imtihan ediyorsun beni?" diye de sormamız mümkün değildir. Böyle bir sorunun aklımızın ucundan bile geçmesi farkında olmadan bizleri isyana sürükler ve sürükleyecektir.
O halde biz insanlar için önemli olan bu imtihanlar karşısında Allah'a ne kadar teslimiyette olabildiğimizdir. Allah'a ne kadar sığınabildiğimizdir. O'nu ne kadar vekil (yardımcı) edinebildiğimizdir. Çünkü dünyadaki her sıkıntı birer imtihandır ve her sıkıntı Rabb'e daha da yakınlaşmak için birer vesiledir. Nitekim Enbiya Suresi, 34. ayet, "Sizi bir imtihan olarak hayır ile de, şer ile de deniyoruz" diye bildirmektedir bizlere.
SONSÖZ:
Karşılaşılan her imtihan ve sıkıntıya zihinle bakarsak bunların altından kalkmak mümkün olmaz ve stres ve depresyona da girebiliriz. Çünkü zihin her zaman olumsuza odaklanacaktır. O vakit tüm sıkıntılara kalple yaklaşmak ve bu sıkıntıların arkasındaki rahmeti kalp gözüyle görmek gerekir. Ancak o şekilde Allah'a tam teslimiyet gösterilebilir. Fakat bizler bunları düşünmez ve dünya telaşına o kadar kaptırırız ki kendimizi, ilahi bir sınava tabi tutulduğumuz aklımızın ucundan bile geçmez.
Hayri Temür