HADİSLERE NASIL YAKLAŞILMALI?

19.03.2023 00:18

Hadisleri sorgulamadan tümden kabul etmek ne kadar yanlış ise, hadisleri sorgulamadan tümden reddetmek de o kadar yanlıştır ve peygamberi reddetmek demektir. 

Hâlbuki bu dinin peygamberi 23 yıllık risalet hayatında hiçbir söz söylememiş olamaz. 

O halde yapılması gereken İmamı A'zam Ebu Hanife'nin hadislere yaklaşım metodunu benimsemektir. 

İmamı A'zam Ebu Hanife rivayetler konusunda hassasiyetiyle tanınan bir alimdir ve el-Âlim ve’l-Müteallim adlı eserinde rivayetlerin Kur'an'ın hakemliğine sunulması ve Kur'an'a uygun olanların kabul edilmesi görüşündedir(*) 

Peygamberimize (a.s) nispet edilen bir söz Kur'an'a ve Kur'an'ın genel mesajına uygunsa o sözün peygamberimize ait olması kuvvetle muhtemeldir, o sözü kabul ederiz. Fakat peygamberimize nispet edilen bir söz Kur'an'a aykırı ise o söze şüphe ile yaklaşır, bunu peygamberimiz söylemiş olamaz, deriz. 

Zira peygamberimiz Hakka Suresi, 69/44---47. ayetlere rağmen Kur’an’a aykırı konuşamaz. O, Hakka suresindeki bu ayetlerin ne anlama geldiğini herkesten çok daha iyi biliyordu. 

“O elçi bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, bu nedenle onu önce güçlü bir şekilde yakalardık. Sonra da şah (can) damarını keserdik. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız. (Hakka, 69/44---47)” 

Yüce Allah, Peygamberimizin vahye aykırı sözler söyleyemeyeceğini ultimatom içerikli bu ayetlerle bildiriyor. Bu ayetlere rağmen Hz. Peygamber’in 23 yıllık risalet hayatında Kur’an’a aykırı bir söz söylemiş olması mümkün değildir. Hz. Peygamber ancak Kur’an’dan konuşur; çünkü onu şekillendiren ve ona imanı öğreten Yüce Allah’tır (Şûrâ, 42/52). 

KAYNAK:

(*) Numan b. Sabit - İmamı A'zam Ebû Hanife, el-Âlim ve’l-Müteallim, Tercüme: Mustafa Öz, İstanbul, 2002, s. 24-25. 

Hayri Temür