ALLAH SEVGİSİ VE ZİKİRMATİK DİNDARLIĞI
Allah sevgisi, zikirmatik ile robot gibi aynı kelimeleri tekrarlayarak yaşanmaz. Allah sevgisi; namaz kılarak, infak ederek, fakire fukaraya, yetime yardımda bulunarak, adaletli ve merhametli davranarak, yalan konuşmayarak, Allah'ın insana rehber olsun diye indirdiği Kur'an'ı anlamaya ve hayatına yansıtmaya çalışarak yaşanır.
Zikir, Allah'ı anmak ve hatırlamaktır. Geleneksel dindarlığın, yani hastalıklı dindarlığın yaptığı gibi zikirmatik ile robot gibi "Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahu ekber" demek zikir değildir. Bunlar şekil dindarlığıdır. Yüce Allah'ın inşa etmek istediği insan profili ise asla şekil dindarlığı değildir.
Zikrin ne olduğunu Yüce Allah bizlere Kur'an'da bildirir ve kendisini öyle zikretmemizi ister.
Ankebut Suresi, 29/45. ayette Yüce Allah, "Şüphesiz ki namaz kötülükten ve çirkinlikten alıkoyar. Allah'ı anmak (zikrullah) elbette ibadetlerin en büyüğüdür" diye söyler. Bu ayet aynı zamanda namazın insanda oluşturmak istediği amacı da ortaya koyar.
Başka bir ayette de Yüce Allah Hz. Musa'ya şöyle söyler: "Beni anmak için namaz kıl. (Taha Suresi, 20/14)"
Demek ki en büyük zikir namaz kılarak Allah'ı hatırlamaktır. Bundan başka, hayatı her daim Allah bilinciyle yaşamak ve Kur'an'ın bildirdiği mümin/muttaki kul özelliklerine sahip olarak yaşamaya çalışmak da yine zikirdir. Bu şekilde eyleme dayalı yapılan zikir insanla bütünleşir. Yoksa diğer türlü, geleneksel dindarlığın yaptığı gibi zikirmatik zikrini robot da yapar ve robotun yaptığı bu zikir ne kadar anlamsız ise insanın da böyle yapacağı zikir o kadar anlamsızdır.
Hayri Temür