Ahmet Öztürk Fotoğrafçılık ile Röportaj

14.03.2011 14:16

Röportaj: Hayri TEMÜR / Giresun Gündem Gazetesi

 

KİRALIK BİR FOTOĞRAF MAKİNESİNDEN PROFESYONELLİĞE

Giresun GÜNDEM olarak Giresun’da fotoğrafçılık denince akla gelen ilk isim olan Ahmet Öztürk ile fotoğrafçılık üzerine bir söyleşi gerçekleştik. İşte söyleşimizin detayları:

Ahmet Bey kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1965 yılında Giresun’un Pınarçukuru Köyünde dünyaya geldim. İlk, Orta ve Lise öğrenimimi Giresun’da tamamladım.

Fotoğrafçılığa ne zaman ve nasıl başladınız?

1983-1984 yıllarında ablamdan kiraladığım bir fotoğraf makinesi ile seyyar olarak fotoğrafçılığa başladım. O zamanlarda Giresun’da babadan oğula geçen bir fotoğrafçılık sistemi vardı ve bundan dolayı da nasıl olsa müşterilerimiz sabit deyip değişime ve gelişime gerek duyulmuyordu. İşte ben bunu iyi değerlendirip bugün bu noktaya geldim.

Fotoğrafçılığı profesyonel anlamda yapmaya ne zaman başladınız?

20 yıldan beri profesyonel anlamda fotoğrafçılık yapıyorum ve 20 yıldır 85 bin fotoğraf arşivi oluşturduk. Yani bu demektir ki, Giresun nüfusunun yüzde 85’inin üzerinde kişiye fotoğraf çekmişiz.

Fotoğrafçılıkla ilgili kurs, seminer veya fuarlara katılıyor musunuz?

Elbette katılıyorum. Fotoğrafçılıktaki değişimleri ve gelişimleri takip etmek açısından ve yeni teknolojileri Giresun’a getirmek açısından yurt dışı fuarlarına katılıyorum. Giresun’a fotoğrafçılık teknolojisini ilk getiren benim. O günlerden bu güne kadar 30’u aşkın ülkede fuarlara katıldım. Gittiğim ülkelerde fotoğrafçılık eğitimi aldım. Hatta yanımda kalifiye eleman yetiştirmek için elemanlarımı her üç ay veya altı ayda bir İstanbul gibi büyük şehirlere eğitim seminerlerine gönderiyorum. Bu şekilde daha başarılı olunduğunu düşünüyorum. Giresun’da diğer meslektaşlarımdan bir adım önde olmanın da gururunu yaşıyorum.

Peki, Ahmet Bey bugün bir marka durumundasınız. Bir işte markalaşmak için de ciddi derecede reklam bütçeleri ayırmak gerekiyor. Sizin yıllık ayırdığınız reklam bütçeniz ne kadar?

Hayri Bey dediğiniz gibi markalaşmak için reklamların yapılması gerekiyor. Fakat burada unutulmaması gereken şey reklamların yanında alt yapınızın da sağlam olmasıdır. Bizim yıllık olarak ayırdığımız bütçe yaklaşık olarak 20 bin TL’dir. Ayrıca şu anki teknolojimiz büyük şehirlerdeki teknolojiden daha ileri durumdadır. Bundan dolayı da Ahmet Öztürk fotoğrafçılık Giresun için bir avantajdır diye düşünüyorum.

Bildiğim kadarı ile stüdyonuzda fotoğrafları sadece siz çekiyorsunuz? Bunun nedeni nedir?

Benim haricimde fotoğrafları çeken iki tane asistanımız var. Fakat stüdyoda olduğum zamanlarda fotoğrafları ben çekiyorum. Bunun nedeni de Ahmet Öztürk ismi ile markalaştığımızdan dolayı müşterilerimizin özellikle Ahmet Öztürk’e fotoğraf çektirmek istemeleridir. Ben de il dışında olmadığım zamanlarda kendim çekiyorum. Tabi bu durumun bazı yorucu tarafları var. Örneğin; kolay kolay işletmeden ayrılamıyorsunuz. Ama işimi sevdiğim için pek de sorun olmuyor benim için.

Fotoğrafları çekerken kendinize ait bir tarzınız var. Espriler yaparak insanların gülümsemelerini sağlıyor ve o anda güzel kareler yakalıyorsunuz. Niçin böyle bir tarz oluşturmaya karar verdiniz?

Ben bu noktada fotoğraf çeken ile fotoğrafı çektiren arasında sıcak bir iletişim kurulmasının önemli olduğuna inanıyorum. Fotoğrafı çekilen kişiye gülümseyin demekle onun doğal bir hale bürünmesini sağlayamazsınız. Sohbet ve espriler yaparak o kişinin rahatlamasını sağlamak ve o kişiyi mutlu edecek sözler söylemekle daha sıcak ve samimi kareler çekebiliyorsunuz. Benim amacım da fotoğraftaki duruşun doğal ve samimi olmasını sağlamaktır.

Ahmet Bey günümüzdeki fotoğrafçılığı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Digital teknolojiden sonra fotoğrafçılık kan kaybetmeye başladı. Eskiden fotoğrafçılık çok farklıydı. 36’lık bir poz alırdınız, fotoğraflar çekerdiniz ve pozlar bitince de fotoğrafçıya götürür, o süre içerisinde fotoğrafları göremediğiniz için bir heyecan duyardınız. Şimdi ise sistem çok farklı. Fotoğrafı çekiyorsunuz, anında bakabiliyorsunuz ve kâğıda dönüştürme gereksinimi duymuyorsunuz. Durum böyle olunca doğal olarak fotoğrafçılık sektöründe de bir daralma meydana geldi. Bu daralmadan dolayı da çoğu fotoğrafçılar işletmelerini kapatmak zorunda kaldılar. Gelişen teknolojiyi kullanabilen fotoğrafçılar ise değişik pazarlara (Kupaya, saate, yastığa…vb fotoğraf basmak) yönelerek kendilerini ayakta tutabildiler.

 Son olarak fotoğrafçılığı nasıl tanımlıyorsunuz?

Fotoğrafçılık bir yaşam biçimidir aslında. Her gün yaşanan olayların dondurulup o anların ölümsüzleştirilme sanatıdır.

Bizlere vakit ayırdığı için fotoğrafçılıkta duayen olan Ahmet Öztürk’e Giresun GÜNDEM olarak teşekkür ediyoruz.